Dünya'nın her yerinden binlerce genç bu festivalde buluştu! Hem büyülü Prag şehrinin hem de tadına doyulmaz bir festivalin tadını çıkardı!.

Dünya'nın her yerinden binlerce genç bu festivalde buluştu! Hem büyülü Prag şehrinin hem de tadına doyulmaz bir festivalin tadını çıkardı!.

Vakıf gönüllümüz olarak kendisini festivalin tadını çıkarsın diye gönderdiğimiz Tolga Sevinir:

"Roma İmparatorluğu'nun Bohemya'nın Kafka'nın Vltava'nın kendi Prag. Burada olmanın anlamı kelimelerle ifade edilemez benim için. Prag şehri ve gençlik festivali hayatımda unutamayacağım günlerin sebebidir. Geriye dönerken hatırımda kalanlar burada geçirdiğim günler boyunca edindiğim arkadaşlıklar ve bir arada yaşamanın verdiği mutluluktu. Her bir anı bizler için dizayn edilen ve kusursuz olan gençlik festivalinin organizatörlerine ve bana Prag'da geçirilen bir yazı mümkün hale getiren Yücel Kültür Vakfı'na sonsuz teşekkürlerimle ... " 

Gönüllümüz olarak festivalde görev alan sevgili Selen Esra Dereli’den:

 "Yücel kültür Vakfı sayesinde 4-11 Ağustos tarihleri arasında katıldığım Prag Avrupa Festivali benim için farklılıkları yaşamamı sağlayan unutulmaz bir gönüllülük tecrübesiydi. Festival alanında kapılar açılmadan önce yaklaşık 150 kişi ile gerçekleştirdiğimiz motivasyon ve planlama toplantıları birbirimizi daha da iyi tanımamıza yardımcı olurken hem de güne keyifle başlamamızı sağlıyordu. Festivalin ilk günü yaşadığımız talihsiz fırtınaya rağmen ertesi gün bir bütün olarak festival alanını baştan inşa etmek ve herkesin biribirine olan yardımını izlemek ve gönüllülerin çalışma ofisinde asılı olan Türk bayrağının temsilcisi olmak gurur vericiydi. Gün içerisindeki 6 saatlik çalışamamın ardından keyifle dinlediğim konserler eşliğinde tanıştığım yeni arkadaşlarımla ettiğimiz sohbetler ise paha biçilemezlerdi. Son olarak Meksikaların nachosu, İtalyanların pizzaları, Brüksel’in enfes krebi için bile kesinlikle bu festivale gidilmeli idi!..  :) "

Arkadaşı Mümin'le beraber festivale katılan sevgili Yunus Emre Evcu'nun ağzından festival izlenimleri ise şöyle:

 Festival alanı Prag şehir merkezinden tek bir tramvayla ulaşabileceğimiz, yemyeşil ve devasal bir alana kurulmuştu. Bu alanda her şey önceden düşünülmüştü, ilk yardım alanlarından, ibadethanelere kadar, etkinlik çadırlarından eğlence havuzuna, yemek alanlarından eğlence alanlarına kadar. Festival alanın orta yerinde bir festival kulesi vardı. Kuleden tüm festival alanı manzarası izlenebiliyordu. Festivale katılmak isteğim festivaldeki yapılacak çalıştayları öğrendikten sonra olmuştu. Festivalde eğlence dışında en çok seJ4-10 Ağustos tarihleri arasında Pragta düzenlenen Europe Festivaline katıldım. Festivalin beni en çok etkileyen yönü “biyoçeşitlilik” oldu kesinlikle. Dünyanın hemen hemen her yerinden yaklaşık 5000 kişiyle hoşgörü ve aktif katılımla yaşadığımız hayatları, tecrübelerimizi, öğrendiklerimizi, fikirlerimizi, kendimize ve dünyaya dair umutlarımızı paylaşmak paha biçilemez bir deneyimdi. Festival hakkında sizlere mekânsal ve yapılan etkinlikler olarak kısaca bilgi vereyim. Aşağıdaki fotoğraflarda daha fazlasını bulabilirsiniz vdiğim nokta kesinlikle çok farklı konularda gün boyu düzenlenen çalıştaylar oldu. Kişisel gelişimden, dansa, eğlenceli outdoor aktivitelerden, sanata, yaratıcı etkinliklerden, spora kadar çeşitli çalıştaylara kayıt yaptırabiliyor ve dünyanın biyoçeşitliliğin keyfini çıkararak katılımcılarla paylaşımlarda bulunabiliyorduk. Festivalde bir dakika boş kalmanız çok mümkün değildi. Her dakika sahnelerde müzik, çadırlarda etkinlik, alanlarda tanımadığınız ama ortak paydalarda bulaşabildiğiniz insanlarla yapabileceğiniz birçok etkinlik vardı. Beni en çok etkileyen olaylardan biri de festivalin birinci günü büyük bir fırtına çıktı. Birden çadırlar havada uçuşmaya, yağmur şiddetlenmeye başladı. Bu durumda 5000 kişi birbirini dinleyerek güvenli bir bölgeye geçip, güvenlik önlemleri alındıktan sonra eğlenmeye, tartışmaya ve etkinliklere devam ettik. Herhalde en unutamayacağım anlardan biridir. Bu festivalde buradaki satırlara sığdıramayacağım sayısız güzelliği yaşamama vesile olan Yücel Kültür Vakfı’na ve festivalin Türkiye koordinatörü Gözde Ergüç’e teşekkürlerimi bir borç bilirim.